26 Ekim 2009 Pazartesi

"ZAMAN"ınızı boşa harcamayın!!

Belki de bilmediğimiz (yani bize söylenmeyen) kadar eskidir insanların bir gruba dahil olmaları. Dahil olup; harice, inceden ya da aleni baskı kurmaları.


Yafta-lamayın dediler önce


O kadar iyi bir reklamdı ki. Çok etkili ve akıl dolu. Ülkemizde uzun yıllar yaşadığımız toplumsal ayrışmayı eleştiren; insanları dışardan görünüşleriyle aklımızda hemen genel-geçer olarak yerleştirmemize de gönderme yapan bir reklamdı.

"Etiketlemeyin" diyordu; insandan yola çıkarak. "Hortumcu" yazıyordu ilk adamın sırtında -yanından geçen adam onun hakkında öyle düşünüyordu,o şekilde yaftalamıştı-, diğerinde "dinci", dikiz aynasında küçük Türkiye haritası asılı bir arabada şoförün omuzunda "faşist", siyah canlı bir arabanın arka koltuğundakine "mafya", bir kitap rafında bir kitabın üzerinde "vatan haini" ( Nazım Hikmet herhalde, öyle bir his var,neyse), uzun saçlı "satanist", metroda uyuyan "dejenere" (nedense?), televizyonda siyasiler "yalancı", toplum içinde fikrini söyleyen ve herkesten tepkiler alan "anarşist, düşman" ve her yerde yaftalamalar, her yere yapışmış etiketler.

Meğer ne çok "şey"mişiz. Ve en sonda; "Yaftalamadan düşünün, bir de ZAMAN okuyun, bir daha düşünün."



Peki. Zaman gastesini (Gazete demiyorum) yaftalamadan düşünelim. Yani üzerlerindeki "dinci" etiketini bir kaldıralım önce. Bir de "irticacı" var onu da aldık. Hah "şeriatçı" al onu da. "Muhafazakar" var aldık mı? Tamam. Diğer genel etiketleri de alalım. Şimdi son haline bakalım. Nerede "Gaste-i Zaman" ?



Bizi biz yapan özelliklerimiz ve düşüncelerimiz var. Zaman gastesini "dinci" olarak yaftaladığımızda; bu yafta, sakallı ve dini bütün yazarların dini bütün ve sakallı oluşları mı yoksa yazdıklarında dini ön plana çıkarmaları ve bakış açısı olarak din penceresini kullanmalarından mı ötürü?


Önyargılarınızı Kırın


Zaman gastesinin ikinci reklamında "önyargınızı kırın" temalı bir reklam oldu. İlk reklam gibi yaratıcı ve etkili bir reklam. İlk reklamda insanın -toplumun- eksikmiş gibi görünen davranışınlarından yaftalayıp düşünmeyi temel alıp etiketlemeyi eleştiren ve bu eleştiriyi sonunda kendine bağlayan Zaman gastesi; ikinci reklamda yine insanın -toplumun- bir davranış zaafından yola çıkıyor: Önyargı.

Bir adam yürüyor ama ilerliyemiyor (gerçi bunu ben önyargıya bağlayamadım,neyse). Bir çocuk kalemi tutamıyor, biri rafta duran kitaba dokunamıyor; bu insanları önyargıları durduruyor. Demek oluyor ki Zaman gastesi okumayan insanlar, hatta okuyana tepki gösteren insanlar önyargılı insanlar. Ki bu yafta Zaman gastesinin bir yaftasıdır.

Bana göre Zaman gastesi, iki reklamının da etkisiyle ve kalitesiyle ağzıyla kuş tutmuştur. Ama hizmet ettikleri amaçları ve muhalefet oldukları olguları gördükçe bu güzel akılları ve güzel fikirleri, bu yetenekleri ve güçleri onların dedikleri ve gösterdikleri gibi değil. Benim dediğim gibi mi ? Bilmiyorum.. Bildiklerimi yazdım işte ...

ö.e ekim 2009

Hiç yorum yok: