8 Mart 2009 Pazar

Metin Üstündağ - 1.eklenti (anlat anlat bitmez ki bu adam.Nerden başlasam ne kadar anlatsam...)


ne kadar çok asfalt dökülse de yollara bir kız kötü yola düşer

mutlaka biri sevgilisini düşünür hayatın anlamı gibi

genelevde bir adam bir kadına tüm cevap şıkları biraz da kendisiyken“buraya nasıl düştün” diye sorar

meşhur ve yabancı mağazaları kapıcı kızları süpürür geceleri biri namusu kirlenmesin diye canını verir gece morg bekçisi bir güzel düzer onu

böyle gelmiş böyle gider der biri“haadii leenn” der bir diğeri ama esas mekanizmaysa başka biri

birinin hayal gücü zengindir ama hiçtir biri hayal kurmaya bile adam tutar zengindir
biri zayıf alır matematik dersinden zayıf veren öğretmen ay sonunu hesaplar

biri boş vakitlerinde su sporları yapar birinin dolu vakitlerinde evini su basar

kahvede televizyonda laleli yangını seyredilir“yazık ulan bu nataşalara daha gençlermiş de daha çok düzülürlermiş” der gülerek biri

biri tam otuz yıl sonra çıkar hapisten habire ev alır biri habire araba alır biri

bir martı ölür kimse gazeteye ilan vermez garsona asgari ücret kadar bahşiş verir biri

biri haberlere konu çıksın diye intihar eder

herkes benim gibi olsa dünya ne güzel olur der biri

birinin doğum günüdür şimdi birinin düğünü biri ölmek üzeredir biri hamile kalırken

biri biri bile değildir tipten kaybeder o biri

biri hayat pahalı der günde yüz kişi ölürken

biri akşamdan kalmadır akşamın haberi yoktur

biri sevgilisine mektup yazar kompozisyon gibi

televizyona dalar biri yakar yemeği




biri birine çarpar iki hayat değil de iki yumurta sanki

trafiğe küfreder biri yolcunun bacaklarına bakarak



altı milyar insanın boku nereye gidiyor der biri

birinin taksidinin son günüdür onu düşünür



biri bir kavgayı ayırayım derken boşu boşuna ölür



eroin krizine girer biri çırpına çırpına yürür
biri köpeğini gezdirir biri bebeğini köpek losyon kokarken bok götürür bebeği



biri memlekete sadece televizyonda üzülür yeter ulan memleket de biraz bana üzülsün der biri



birinin bir dişi altındır kıçı gümüş kaplama birinin teneke kadar değeri yoktur bit pazarında



bir türlü anlam veremez dünyanın döndüğüne biri dünyayı döndüren enerji nerden gelir kim verir nerde kalacak bu millet nerde bu devlet der bir diğeri



birinin evine hırsız girer birinin evine polis

biri çöpten ekmek ararken çöplerden heykel yapar biri



serçelerin nüfusu artıyor mu azalıyor mu

fantom niye ormanda on kaplan gücündedir

düzen mi düzülen mi asıl eşcinseldir

ne olacaktır bu fenerin hali allah aşkına

geyik sardıkça sarar kahvede çaylar tazelenir

sur dibinde atlar kesilir kedilerden kokoreç yapılır



hayat çok mantıklıdır insanlar güzeldir der biri

dünyayı hayatı bu hale uzaylılar sokuyormuş gibi

insan toprağa dönüşür topraktan çiçek biter

biri birine verir o çiçeği sevişir hayat sürer

biri ölürken biri dirilir biri ağlarken biri sevinir

biri geç kalırken biri erken gelir birine
biri severken biri ayrılır

biri ah derken biri oh der

adları değişik olsa da hep aynı gün yaşanır yoksulluk dünya da

o kadar zengindir ki açlık ingilizceden bile en birinci lisandır



biri bunları yazar başı göğe mi erer

biri bunları okur ya sever ya küfreder ...met-üst.

*****




Ama yanlış,ama doğru;İlklerinizi başkalarında yaşadınız
Ve şimdi ikinci,üçüncü,dördüncülüklerinizi yaşıyorsunuz,birbirilerinizde!...İlklerinizden edindiğiniz tecrübe ve donanımla,şimdi daha savunmaya yöneliksiniz!...Kim nerede nasıl kanar?!Kim nerede nasıl yumuşar?!Biliyorsunuz...
İlkleriniz, ikinci el sevgilere eskizleriniz...
Ama her insan, her insana ilk değil midir?
Belki keşkeler,ukdeler biriktirdiniz...Belki de tersi...Ama şu var;İlklerinizle çoğalıyor,İlklerinizle azalıyorsunuz,Ve her insan,her insana bir ilk!..HAYDİ RASTGELE...met üst







Hiç yorum yok: